Detaylar

Genç Arif, yaz tatilinin ilk günlerinde üvey annesi Sera ile evde yalnız kalmıştı. Güneşin ilk ışıkları odayı aydınlatırken, bulundukları dağın eteklerindeki gölün suyu, sabahın serinliğiyle parıldıyordu. İkisi de sıcak bir günde birlikte olmanın verdiği rahatlıkla gülümseyerek güne başladılar. Ancak bu tatilin sadece eğlence değil, aynı zamanda keşif dolu anlara da sahne olacağı henüz akıllarına gelmemişti. Sera, son derece çekici ve etkileyici bir kadındı. Uzun saçları ve zarif duruşuyla her zaman dikkat çekerdi. Arif, ona olan hayranlığını gizlemekte zorlanıyor, her anında onunla daha fazla vakit geçirmeyi arzuluyordu. O gün odada biraz şımarık bir oyun oynamaya karar vermişti; Sera’nın yanına oturdu ve küçük kız kardeşiymiş gibi davranmaya başladı. Gözleri parlıyordu; içinde yanan bir ateş olduğunu biliyordu ama bunu ifade etmekteki korkusu onu geri tutuyordu. Akşam karanlığı çökerken, birlikte paylaşacakları yatak biraz fazla samimi gelmeye başlamıştı. İkisinin arasındaki gerilim artmıştı; Sera’nın bakışları Arif’in gözlerinde kaybolmuştu. O an içindeki hislerin yoğunluğu dayanılmaz hale geldi. Yavaşça Sera’ya yaklaşarak ona fısıldadı; “Bugün çok güzel görünüyorsun.” sözleriyle ardında yatan duyguları açığa çıkardı. Gülümseyen yüzüyle Sera hafifçe elini uzattı ve Arif’in yanaklarını okşadı; kalbinin hızlandığını hissetti. Bu dokunuşlar arasında geçen sessizlik tüm odayı kapladı ve ikisi de birbirlerine doğru yaklaşıp samimiyetlerini arttırdılar. O an her şey değişmişti; iki dünya arasındaki ince sınır belirsizleşirken, yeni bir hikaye başlamak üzereydi. İşte o anda yaşanan bu gerilimli an, hayatlarının unutulmaz bir dönüm noktasına dönüşecekti. Herkesin bilmediği sırlarla dolu bu gecede keşfedilecek çok şey vardı ve Arif’in kalbinde büyüyen arzuların sonucu olarak iki ruh arasında güçlü bir bağ oluşmaya başlamıştı…

Leave a Reply

Your email address will not be published.